İbrahim Gibi Teslim Olmak, İsmail Gibi Kurban Olmak - Zubeyt BOZKURT-medyaankara.com/yazarlar

İbrahim Gibi Teslim Olmak,
İsmail Gibi Kurban Olmak,
Kurban bir ibadettir. Kurban kesmeye
“Yâ Rabbi! Şu vücudum sana karşı o kadar hata ve isyan etti ki affedilebilmem
için bu vücudu sana kurban etmem lazım. Fakat sen insan kurban etmeyi haram
kıldığından vücuduma bedel olarak bu hayvanı kesiyorum, kabul eyle.” diyerek kurban
kesmeliyiz.
(Yâ
Muhammed) Biz sana Kevser'i verdik. Onun için Rabbine kulluk et ve kurban kes.
Asıl sonu kesik olan, şüphesiz sana hınç besleyendir. (Kevser Suresi)
Sana bu kadar nimeti ihsan eden Rabbin için sadece O'nun
rızasını gözeterek namaz kıl. Rabbinin sana verdiği hayır ve nimetlere karşı
Allah'a şükür olsun diye develeri yani Arap mallarının en iyilerini kurban
kes. Müşrikler ıslık çalıp el çırparak ibadet ediyor ve putlar için deve
kesiyorlardı. Bunun için Yüce Allah Peygamberine (s.a.v.), "Sırf Rabbin
için namaz kıl ve başkası için değil, sadece O'nun için kurban kes"
buyurdu. Bu Allah'ı birleme ve ihlâs emri olmuştur.
Rabbim! Bana iyilerden olacak bir evlat ver! ( Saffat
Süresi 100. Ayet)
Kur'an da Hz. İbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit
etmiştir. Çünkü Cenabı Hak kendisine seslenirken: "Ey İbrahim, gördüğün
rüyaya gerçekten sadakat gösterdin." buyurmuştur. (Saffat Süresi 103)
İbrahim aleyhi's-selam, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu
kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail'in yerine bir
koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur.
Allah, insanları Hz. İbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş
olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe
sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı.
İbrahim aleyhi's-selam oğlu yerine Cenâb-ı
Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir.
Böylece kurban Hz. İbrahim'den bize intikal etmiştir. Kurban,
insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir
ibadettir. "Kurban" kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle
İbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun
rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur.
Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas
olan iyi niyettir. Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlas esastır. Kurban konusunda
Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Onların (kurbanların) ne etleri ne de
kanları Allah'a ulaşır. Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır.'' (Hac suresi
37) Esasen Allah Teâla ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri
kabul eder.
Kurban hususunda Maide
suresindeki ayet-i kerimeler şöyle
açıklamaktadır:
"(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi
hakkıyla oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş,
diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine). Seni
öldüreceğim, demişti. Diğeri ise: Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul
eder, dedi ve devam etti: "Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için
bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim. Ben,
alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım.'' dedi. (Maide 27-29)
Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan
korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti
sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir.
Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle
buyurmuştur:" Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet
ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur.''
Kurban,
İslâm'daki sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bir başka örneğidir. Her gün
dünyada sayısız hayvan kesilir ve bundan çoğunlukla varlıklı kimseler
yararlanır. Halbuki Kurban Bayramı’nda kesilen kurbanlardan daha çok yoksullar
ve hayır kurumları istifade eder.
Kurban
günündeyiz. İbrahim ve İsmail olmaya çağrılıyoruz. Kurbanlık
hayvanımızı keserken, Hz. İbrahim gibi olmalı ve nefsimize de çalmalıyız
bıçağı. İsmail’i kurban ederken içimizdeki “ben” i de Allah’ı unutturan maddî
varlığımızı da sevip saydığımız, güzelliğinden ve hoşluğundan ayrılamadığımız
şeyi kurban etmeliyiz.
Hz.
İbrahim sevgiyle büyüttüğü İsmail’ini Allah'a yakın olmak için kurban etmekte
endişe etmedi ve imtihanı kazandı, Halilullah sıfatına nail oldu. İsmail’in
boynuna bıçağı süren İbrahim gibi olmalı bugün. İbrahim gibi tutmalı bıçağı.
İsmail’den
kurbanlar geçiyor yüreğimizin üstünden. Her yer İsmail, her yer kurban! Bir
yanımız İsmail, bir yanımız İbrahim. İsmail’in kurban seçilişi ve rızası üzere
tâlim etmeliyiz bugün. İsmail’e dokunmalı dualı ellerimiz.
İsmailler,
bıçağına teslim olacak İbrahimlerini bekliyor. İsmailler çoğaldıkça ilk İsmail
sevinecek ve inananlar kurtulacak.
Selam ve Dua ile…
Zübeyt BOZKURT